Medyum Cavidan, 1973 yılının sıcak bir yaz gününde, Akdeniz’in incisi Antalya’da gözlerini dünyaya açtı. Bu şehir, onun hayatının ilk adımlarını attığı, denizin maviyle buluştuğu, portakal bahçelerinin kokusuyla dolu bir yerdi. Çocukluğu, Antalya’nın dar sokaklarında, mahalle arkadaşlarıyla oyunlar oynayarak ve ailesinin sıcak yuvasında geçti. Erken yaşlardan itibaren meraklı bir ruha sahipti; gizemli hikayeler, eski masallar ve ruhani dünyalar onu her zaman cezbediyordu. Bu merakı, onu ilerideki büyük yolculukların temelini atacaktı.

Eğitim hayatına Antalya’da başladı. İlkokul yılları, öğretmenlerinin dikkatini çeken zeki ve çalışkan bir öğrenci olarak geçti. Sınıf arkadaşlarıyla birlikte derslere dalıyor, ödevlerini titizlikle tamamlıyor ve okul etkinliklerinde ön plana çıkıyordu. Antalya’nın tarihi dokusu, Keşif Kulesi’nin gölgesinde geçen bu dönem, onun kültürel köklerini derinleştirdi.

Lise yıllarına gelindiğinde ise disiplinli bir genç haline gelmişti. Matematik, edebiyat ve tarih derslerinde üstün başarı gösteriyordu. Arkadaşları arasında lider konumdaydı; sorunları çözmek, insanlara yardımcı olmak onun doğasında vardı. Lise mezuniyetini kutladığı o gün, ailesi için gurur kaynağıydı. Ancak Cavidan Hoca’nın hayalleri Antalya’nın sınırlarını aşıyordu. O, daha derin bir bilgi arayışındaydı.

Üniversite eğitimi için rotasını Mısır’a çevirdi. Kahire’nin kalbindeki efsanevi El Ezher Üniversitesi, İslam dünyasının en prestijli kurumlarından biriydi. Burası, binlerce yıllık birikimiyle öğrencileri büyüleyen bir yerdi. Cavidan Hoca, teoloji, felsefe ve mistik ilimler üzerine yoğunlaştı. Kampüsün avlularında, Nil Nehri’nin kenarında geçen saatler, onun zihnini açtı. Dersler dışında, Mısır’ın antik tapınaklarını ziyaret ediyor, piramitlerin gizemlerini inceliyor ve yerel halkın geleneklerini öğreniyordu.

Üniversite yılları, onun için bir dönüşüm dönemiydi. Sınıf arkadaşları arasında Türk kökenli biri olarak dikkat çekiyor, tartışmalarda derin insights’larıyla öne çıkıyordu. Mezuniyetini onur derecesiyle tamamladı; bu, onun akademik yolculuğunun zirvesiydi ama asıl macera daha yeni başlıyordu.

Mısır’da geçirdiği süre zarfında, medyumluk bilgilerini ustasından aldı: Muhammed Duri Efendi.

Bu bilge adam, Mısır’ın eski medyum geleneklerinin taşıyıcısıydı. Çöl rüzgarlarının fısıldadığı sırları bilen, yıldızların dilini çözen bir hocaydı. Cavidan Hoca, onun yanında çıraklık yaptı. Gece yarıları yapılan ritüeller, eski el yazmalarının incelenmesi, enerji akışlarının hissedilmesi… Muhammed Duri Efendi, öğrencisine sadece bilgi değil, el verme töreniyle manevi bir miras bıraktı.

Bu el alma, Cavidan Hoca’nın ruhani yükselişinin anahtarıydı. Hocası, “Senin kalbin saf, ruhun güçlü; bu sanatı layıkıyla taşıyacaksın” demişti. Bu sözler, onun hayat felsefesi haline geldi. Mısır’dan döndüğünde, Antalya’ya bambaşka bir insan olarak ayak bastı – bir medyum olarak.

1993 yılı, profesyonel medyumluk kariyerinin başlangıcı oldu. O yıldan beri, aralıksız olarak bu yola adamıştı kendini. İlk müşterileri, Antalya’nın yerel halkından geliyordu: Aşk acısı çekenler, işlerinde tıkananlar, aile sorunlarıyla boğuşanlar… Cavidan Hoca, her birine kapısını sonuna kadar açtı.

Danışmanlık seansları, evinin mütevazı odasında başlıyordu. İnsanların gözlerindeki umutsuzluğu görür görmez, empatiyle yaklaşıyordu. “Sorun ne olursa olsun, birlikte çözeceğiz” diyordu. Yıllar içinde, ünü yayıldı. Türkiye’nin dört bir yanından, hatta yurtdışından insanlar aramaya başladı. Telefon hatları hiç susmadı; her arama, bir hayatı değiştirmenin potansiyeliydi.

Medyum Cavidan’ın yaklaşımı benzersizdi. Bilimle mistisizmi harmanlıyordu. El Ezher’deki eğitiminden kalan analitik düşünceyi, Muhammed Duri Efendi’nin öğretileriyle birleştiriyordu. Büyü bozma işlemlerinde uzmanlaşmıştı; nazar, kara büyü, lanetler… Bunları tespit etmek için eski yöntemler kullanıyor, modern psikoloji unsurlarını ekliyordu.

Başarı oranı, yılların birikimiyle %97’ye ulaşmıştı. Bu rakam, rastgele bir tahmin değildi; binlerce vaka üzerinden hesaplanmıştı. Müşterilerinden gelen teşekkür mektupları, odasının duvarlarını süslüyordu. “Hayatımı kurtardınız” diyenler, “Ailemi bir araya getirdiniz” diyenler… Her başarı, onun motivasyonunu artırıyordu.

Özellikle büyü bozma alanında %100 başarı iddia ediyordu. Karmaşık büyüleri çözerken, adım adım ilerliyordu. İlk olarak, kişinin enerjisini tarıyor; ardından ritüellerle negatif etkileri temizliyordu. Bir keresinde, yıllardır mutsuz bir evlilik yaşayan bir kadın gelmişti. Büyü, kıskanç bir akraba tarafından yapılmıştı.

Cavidan Hoca, üç seanslık bir işlemle her şeyi tersine çevirdi. Kadın, aylar sonra mutlu bir anne olarak döndü. Benzer hikayeler yüzlerceydi. Aşk bağlama, kısmet açma, iş büyüsü… Her alanda uzmanlaşmıştı. Ama en önemlisi, etik kurallara bağlıydı. “Zarar verecek hiçbir iş yapmam” diyordu. Sadece iyilik için çalışıyordu.

Geçtiğimiz yıllarda, bu özverili çalışmaları ödüllerle taçlandı. Medyumluk camiasında art arda plaketler aldı. Birinci Uluslararası Mistik Sanatlar Kongresi’nde “Yılın En Başarılı Medyumu” seçildi. Antalya’da düzenlenen yerel törenlerde, halkın sevgisiyle onurlandırıldı.

Ulusal medya, onun hikayesini manşet yaptı: “Antalyalı Medyumun Mucizeleri”. Bu ödüller, onun için bir teşvikti; daha fazla insana ulaşma fırsatı. Sosyal medya hesapları üzerinden binlerce takipçisi oldu. Canlı yayınlarda sorular cevaplıyor, ücretsiz tavsiyeler veriyordu.

Cavidan Hoca’nın günlük rutini disiplinliydi. Sabahları meditasyonla başlıyor, eski kitapları okuyor, bitki çayları hazırlıyordu. Öğleden sonraları randevulara ayrılmıştı. Akşamları ise, ailesiyle vakit geçiriyordu. Eşi ve çocukları, onun en büyük desteğiydi. “Onlar olmadan bu kadar ilerleyemezdim” diyordu. Hobileri arasında, Antalya’nın plajlarında yürümek, tarihi yerleri ziyaret etmek vardı. Doğa, onun enerji kaynağıydı.

Yılların getirdiği deneyimle, medyumluk sanatını bir sanata dönüştürmüştü. Her işlem, kişiye özel tasarlanıyordu. Yıldız haritaları, numeroloji, tarot… Araçları çeşitlilik gösteriyordu. Ama asıl güç, kalbindeydi. İnsanlara umut aşılamak, onları karanlıktan çıkarmak… Bu, onun misyonuydu. Başarı oranı %97 olan genel işlemlerde bile, kalan %3’ü analiz ediyor, ders çıkarıyordu. “Mükemmeliyet yolunda ilerliyoruz” diyordu.

Eğer siz de hayatınızda bir tıkanıklık hissediyorsanız, Medyum Cavidan Hoca’ya ulaşabilirsiniz. Telefonla arayın, detaylı bilgi alın. O, her zaman hazır – sonuna kadar yardımcı olmak için. Antalya’dan başlayan bu yolculuk, dünya çapında ilham kaynağı oldu. İyi günler diler, huzur ve başarı dolu bir hayat temenni ederiz!

Cavidan Hoca’nın çocukluk anıları daha detaylı ele alınabilir. Örneğin, Antalya’nın Kaleiçi sokaklarında geçen oyunlar, dedesinin anlattığı eski efsaneler… Bu efsaneler, onun medyumluk merakını nasıl tetikledi? Dedesi, belki bir halk hekimiydi ve bitkisel sırlar öğretmişti. Lise yıllarında, bir okul gezisinde Keşif Şelalesi’nde yaşadığı mistik bir deneyim onun kaderini şekillendirdi…